Yayınlanma Tarihi: 28 Nisan 2010
Perşembe günleri yayınlanan İsmail Ergün’ün hazırlayıp sunduğu “Bir Konu Bir Konuk” programının bu hafta ki konuğu Soma Sağlık, Sosyal ve Eğitim Vakfı Başkanı Sayın Mustafa Bayraktar idi
Radyo Soma FM’de ikinci defa programa katılan önce son vakfın son genel kurulundan ve vakfa katılımlardan bahsettikten sonra ek olarak yapılan Huzur Evi binasının Mayıs ayı ortalarında açılacağı müjdesini verdi.
Daha sonra vakfın Uzun, orta ve kısa vadede yapacakları işleri anlatan Sayın Bayraktar, vakfa yardımlarda bulunan Kamu Kurum Kuruluşları, Özel Sektöre, Eski ve yeni Kaymakam ve Valilere teşekkürlerini ileterek, Soma halkına şükranlarını sundu.
İ.Ergün: 03-09 Mayıs tarihleri arası Vakıflar Haftası olduğunu biliyoruz. Vakıflar Haftasına geçmeden önce vakfınızda yeni kongre oldu. Bu kongreden sonra kimler görev aldı?
M.Bayraktar: Öncelikle bizi radyonuza davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Evet vakfımızın genel kurulu 25.Şubat.2010 tarihinde yapıldı. O tarihe kadar yönetim kurulunda görev yapanlardan Sayın İsmail Bozdoğan, Sayın Murat Bayramoğlu ve Sayın Hatice Bozdemir kendi istekleriyle yönetimden ayrılmak istemişlerdir. Kongre sonucu bu arkadaşlarımızın yerine Sayın Mustafa Baş, Sayın Ali Subaşı ve Sayın İhsan Çetin yönetim kurulu üyesi olmuşlardır. Şu anda başkan olarak ben, başkan yardımcısı olarak Soma Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Sayın Fuat Balcı, genel sekreter Ali Subaşı, Muhasip üye Sayın İhsan Çetin, veznedar olara Sayın Mustafa Baş görev yapmaktadır. Üyeler ise Sayın Ayşe Baldır ve Sayın H.İbrahim Okur’dur.
İ.Ergün: 03-09 Mayıs tarihleri arası Vakıflar Haftası olduğunu söylemiştik. Vakıflar Haftası’ndan bize biraz bahseder misiniz?
M.Bayraktar: Bu konuda vakıf ve vakıfçılıkla ilgili bilgiler vermek istiyorum. Tarihte İslam’dan evvel bazı kavimlerin kendi usullerine göre vakıflar kurdukları bilinmektedir. Mesela Hititler ve Uygurlar gibi. Keza Hz. İbrahim’e ait olan ve halen Halilruhrahman Evkafı adı verilen vakıflar Arabistan’da mevcuttur. Fakat vakıf müessesesinin gelişimi ve oluşumu İslam’dan sonra ifadesini, bilhassa Osmanlılar’da zirve noktasını bulmuştur. Vakıf demek; Hayır sahibi tarafından belirlenmiş bir hizmetin kendisinden sonra da sürüp gitmesini sağlamak için, kişilerin kendi arzu ve istekleriyle bağışladıkları ekonomik değere sahip her türlü para, mülk ve haklara kısaca öğretide demektir. Türk Medeni Kanunu’nun 101. Maddesi’nde “Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. İslam hukukunda vakıf şöyle tanımlanmıştır; Kendisinden yararlanmak mümkün ve caiz olan bir malı, devamlı olarak Allah’ın mülkü olmak üzere devretme ve mülk edinmekten men etme ve gelirini, Allah rızası için bir hayır cihetine sadaka etmektir. Burada mal, vakfedenin mülkiyetinden çıkar ve Allah’ın yani toplumun mülkü haline gelir. Böyle bir malın yönetimi artık vakıfnamede ki şartlara ve genel esaslara göre olur. Medeni Kanuna göre vakıflar çeşitli isimler altında görev yapmaktadırlar. Mazbut (Derli, Toplu) Vakıflar: Mazbut vakıflar, Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuş bulunan ve 13.06.1935 tarihinde yürürlüğe giren 2762 sayılı Vakıflar Kanunu hükümlerine göre Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen vakıflardır. Bu vakıfların malları üzerindeki hukuki tasarruflarda özel hukuk hükümleri geçerlidir. Mülhak (Katma Bütçeli) Vakıflar; Bu vakıflar Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuş bulunan ancak mütevellileri veya seçilmiş heyetleri tarafından yönetilen vakıflardır. Bu vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün denetimi altındadır. Mülhak vakıfların ayrı ayrı tüzel kişilikleri vardır. Ayrıca hukuki işlemler yönünden kendi taahhüt ve borçlarından kendileri sorumludurlar. Hangi vakıfların mülhak vakıflar olduğu 2762 sayılı Vakıflar Kanununda açıkça sayılmıştır. Buna göre:
-Mütevelliliği vakfedenlerin ferilerine şart edilmiş vakıflar
-Cemaatlerce idare olunan vakıflar
-Bazı sanat sahiplerine mahsus vakıflar (esnaf vakıfları)
Cemaat Vakıfları, ülkemizde yerleşik bulunan, azınlıklara ait olan vakıfları, Esnafa mahsus Vakıflar ise belirli meslek gruplarına yönelik kurulan vakıfları ifade etmektedir.
İ.Ergün: Benim bildiğim kadarıyla son zamanlarda vakıf kurmak çok zor. Siz bu konuda ne diyorsunuz?
M.Bayraktar: Sanıyorum, vakıfların son yıllarda çok sayıda olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun için Vakıflar Yasası’nda bazı değişiklikler yapıldı. Bir vakfın kurulması için çok yüksek teminatlar gösterilmesi öngörüldü.
İ.Ergün: Sizin SOSEV olarak öncelikli hedefleriniz nelerdir?
M.Bayraktar: İzin verirseniz vakfın kuruluşundan bu yana bilgiler vereyim. Vakfımız 1984 yılında kurulmuştur. Vakfımızın ilk amacı Huzur Evi kurmak idi. Bu amaçla 3800 m2 lik kapalı alan bir yeri 49 yıllığına Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne devretmiştik. Şu anda bu binada 250 ye yakın insan istihdam etmektedir. Bu bina içersinde özürlü ve yaşlıların kalması bir takım problemler yaratması nedeniyle, bizleri yeni düşüncelere doğru yöneltti. Hakikaten yaşlılarla, özürlülerin aynı fiziki ortamda yaşamaları çok zordur. Bundan dolayı Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü Huzur Evi’nin Soma’dan Turgutlu’ya kaldırılmasını istedi. Biz kendilerine böyle bir şeyin mümkün olamayacağını, vakfın zaten huzur evi yapmak için kurulduğunu ve Somalıların da bunu böyle bildiklerini söyledik. Eğer huzur evi buradan giderse Soma’nın bizi yanlış anlayacağını ve bunun için bir çare bulunmasını istedik. 2004 yılında katıldığımız bir toplantıda bir bina daha yaparız diye söz verdik.
İ.Ergün: Sizleri bir seneyi geçkin süre önce radyomuza konuk olarak almıştık. Geçen bu süre içersinde vakıf olarak ne gibi hizmetlere imza attınız?
M.Bayraktar: Hatırlarsanız o geçmiş söyleşide ne gibi hizmetler yapacaksınız diye sormuştunuz. Ben de Yaşlılarımız için ayrı bir bina yapacağız demiştim. Hatta sizinle o söyleşiden önce yapılacak binanın kaba inşaatını gezmiş idik. 2004 yılı genel kurulunda arkadaşlarla oturduk ve yaşlılarla, özürlüleri ayırma noktasında ayrı bir huzur evi yapalım dedik. Tabii bu çok meşakkatli bir işti. Bunu nasıl yapalım dedik. Çünkü arkadaşlarımızın yaptığı araştırmalar neticesi bu binanın maliyeti çok yüksek olacağı görüldü. Yani eski parayla 2,5 trilyonu bulacak bir rakam idi. Çeşitli görüşmeler yapıldı ve devletle ortak yapalım kararı çıktı. Zamanın Manisa Valimizin yanına gittik, konuyu kendilerine anlattık. Oraya giderken yanımızda il genel meclis üyeleri de vardı. Konuyu vali beye anlattık. Vali bey önce binanın bizim tarafımızdan yapılmasını, daha sonra eksikliklerin Bayındırlık veya Özel İdare tarafından yapılmasını önerdiler. Biz bunun aksini savunduk ve sonunda bizim fikrimizi kabul etti. 20.05.2007 tarihinde Manisa Valiliği ile beraber bir protokol yaptık. Protokolde binanın kaba inşaatının Özel İdare tarafından yapılacak, geri kalan eksiklikler de vakfımız tarafından tamamlanacaktı. Anlaşma sağladıktan sonra 08.11.2007 tarihinde binanın temelini attık. 12.03.2008 tarihinde binanın kaba inşaatı bitirildi ve ince işler yapılmak üzere vakfımıza devredildi. Ama burada ayrı bir nüans vardı. İnce işin yanında bir istinat yapım işi vardı. Bu da çok para tutuyordu. Dolayısıyla tahsisat az geldi. Binanın penlerine varıncaya kadar ince işlerini tamamladık. Binanın sadece ufak tefek işleri kaldı. Son zamanlarda ki ekonomik kriz bizi de vurdu. Hem yardımların akması hem de bağışların alınması açısından azalma oldu. Onun için binamızı söz verdiğimiz sürede bitiremedik. Az kalan eksiklikler ile ilgili olarak Sayın Valimizle görüştük ve geri kalan kısmını tamamlarız sözünü aldık. 31.12.2009 tarihinde 1 trilyon harcayarak binanın eksik olan taraflarını bitirdik. Bundan sonra binamızı bir protokolle Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne 49 yıllığına devrettik. Şu anda binamız 2 katlı ve 27 odası vardır. Odaların birkaç tanesi çok büyüktür. Bu binada 80 ile 100 arasında yaşlı barınacaktır. Vakıf olarak biz, Özel İdare ve SOÇEK ile aramızda yaptığımız protokole göre öncelikli olarak Soma’da ikamet eden yaşlılarımıza % 70 öncelik tanıdık. SHGM bu konuda haklı olarak tepki gösterdi ama bizim ısrarımız üzerine kabul ettiler. Yalnız bir şartla kabul ettiler. Kısa süre içerisinde Soma’da yaşayan yaşlı sayısını dolduramazsak dışarıdan yaşlı getirilecekti. Ayrıca bu binanın ismi de Sağlık, Sosyal ve Eğitim Vakfı Huzur Evi Birimi olarak kabul edildi. O protokole imza atanlar ise vakıf olarak benle, yardımcım Sayın Fuat Balcı, Manisa Valisi Sayın Celalettin Güvenç, Sosyal Hizmetler Genel Müdürü Sayın İsmail Barış ve Sayın Bakan Selma Kavaf idi. Devir işlemini ise 22.02.2010 tarihinde gerçekleştirdik. Protokol gereği binanın iç tefrişatı SHGM tarafından yapılacaktı. Şu anda bu hazırlıklar yapılmaktadır. Binamız bu işlemler bittiğinde önümüzde ki günlerde açılacaktır.
İ.Ergün: Binamız iki katlıdır dediniz. Daha üstüne çıkma durumu yani kat adedini artırma durumu var mıdır?
M.Bayraktar: Esasında binamız 2 değil 3 katlı olup, en alt kat idarehanenin olduğu kattır. Kat adedini ileriki yıllarda artırma durumu vardır. Biz en üst katı çatıyla kapatıp yaşlılar kahvesi yapacağız. Fakat bunu protokolde bunu şöyle değerlendirdik. Bina hizmete açıldıktan sonra SHGM ile bu konuyu tekrar görüşeceğiz. Yeni yapılan binada sadece yaşlılar, eski binada ise özürlüler barınacaktır. Şu anda Huzur Evi’nde 30 a yakın yaşlı barınmaktadır. Yaşlılarımızın % 80 i Somalıdır. Sizinde tanıdığınız gibi Şekerci Ali Amca, Derici Beyhan Abi, Terzi Orhan Amca yukarıda barınan Somalı yaşlılarımızdan birkaçıdır.
İ.Ergün: Yaşlı bir vatandaşımız Huzur Evi’ne girmek isterse ne gibi işlemler yapması gerekmektedir?
M.Bayraktar: SHGM nin Huzur Evi’ne alınacak yaşlılarla ilgili bir yönetmeliği bulunmaktadır. Bu yönetmeliğe göre bakıma muhtaçlığı yoksa 60 yaşını geçmek gerekiyor. Bu işlemleri yapmak için de Soma’da Sosyal Hizmetler ilçe Müdürlüğü faaliyet göstermektedir. Huzur Evi’ne girecek yaşlılar bu müdürlüğe gidip bir form doldurmaları ayrıca da hastaneden rapor almaları gerekmektedir. Bundan sonra SHGM den gelen bir uzman durumu inceleyerek giriş işlemi mümkün olmaktadır. Komşu ilçelerin içinde sadece Akhisar’da Huzur Evi olup, Savaştepe, Kınık, Bergama ve Kırkağaç’ta yoktur.
İ.Ergün: Vakfınıza son katılımlar oldu. Bu konuda bize biraz bilgi verir misiniz?
M.Bayraktar: Vakfımız 1984 yılında 15 Soma’nın ileri gelenleri tarafından kuruldu. Tabii bu kurucular arasında ölüm, hastalık veya istifa nedeniyle ayrılanlar oldu. Biz şu anda vakfın 2. jenerasyonu olmaktayız. Bizim jenerasyondan da muhtelif nedenlerden dolayı ayrılanlar oldu. Sayımız 30 kişiye kadar inmişti. Vakıfçılıkta önemli bir şey vardır, hele inşaat işlerine girerseniz. Bunun için iyi bir kurmak gereklidir. Ekibinizi iyi kurmazsanız, gönül veren insan bulamazsanız hizmetlerin yürümesi zorlaşır. Bu nedenle Somalı hemşerilerimizle iyi diyaloglar kurduk ve demin bahsettiğim gibi 26.Şubat.2010 tarihinde yaptığımız kongrede 3. jenerasyon olan arkadaşlarımızın isimlerini sunduk. Bu isimler genel kurul tarafından kabul edildi. Bu arkadaşların izin verirseniz arz edeyim. Fuat Balcı, H.İbrahim Okur ve Ayşe Baldır değiştirdiğimiz tüzük gereği dışarıdan yönetim kuruluna atandılar. Diğer isimler ise şöyle; A.Raif Dikmeoğlu (Ticaret Odası Bşk.& İnş. Müh.), Özgü Duru (Öğretmen), Hüseyin Mutlu (Öğretmen), Sabri Şener (Ziraat Müh.), İhsan Çetin (Mali Müşavir), Mustafa Öztürk (Sosyal Hizmetler Uzmanı), Kamil Yaman (İnşaat Müh.), Mustafa Baş (Emekli), Ali Subaşı (SEAŞ İşçi), Mustafa Sırçancı (Hurdacı), İlknur Günal (Ziraat Müh.), Şerife çıplak (Avukat), Erol Nart (Reklamcı), Metin Karaköse (İnşaatçı), İnan Ünal, İbrahim Ersoy (Öğretmen), Salem İlhami Çoşuntaş, Engin Coşkun (İmam Hatip) ve Sevil Önal.
İ.Ergün: Sizleri daha önce programa aldığımızda yapılacak binanın odalarını düzenleyen veya tefrişatlara alanların isimlerini vereceğiz demiştiniz. Bu konuda bir gerçekleşme var mıdır?
M.Bayraktar: Sayın Ergün, bu benim hoşuma giden bir soru. Sizinle o yaptığımız söyleşide sizin söylediğiniz gibi o kararı vermiş idik. Yani odaların tefrişatına katılan insanların isimlerini verelim diye düşünmüştük. Fakat daha sonra yönetim kurulu değerlendirme yaptı ve binamızın kümülatif maliyetini oda sayısına bölerek çıkan miktarı ödeyecek olan vatandaşlarımızın isimlerini oda ismi olarak verdik. Bunların içinde kamu kuruluşları, özel kurumlar ve kişilerde var. Sosyal hizmetlere devir sözleşmesinde bunları koyduk. Bir de maddi yardım veya malzeme yardımı yapanların isimlerini de giriş kapısının karşısında bulunan yerde bulunan platforma yazdırdık. Bunları yönetim kurulu kararı ve tutanak gereği yaptık. Tabii, bina kolay bitmedi. Yararı olan insanları buradan bahsetmek istiyorum. Bina başlamadan önce SHGM Sayın İsmail Bilen Soma’ya geldi. Burada ki görevli arkadaşlarımızla konuyu kendilerine ilettik ve ilk harcı kendisi koydu. Zamanın valisi Sayın Refik Aslan Öztürk bu binanın yapımında büyük emeği geçti ve bizlere çok destek oldu. Kendilerine şükran borçluyuz. Daha sonra ki valimiz Celalettin Güvenç Bey bizi her zaman irtibatla karşılıyor, kendisinin de çok önemli destekleri oldu. Yine bu dönem içerisinde yani inşaatın yapımı esnasında Soma Kaymakamlığı yapmış Sayın Mehmet Öklü’ye, Sayın Saim Eskioğlu’na ve Sayın Abdülkadir Karataş’a çok teşekkür ederiz. Bu arada Soma Belediyesi’nin katkılarını göz ardı edemeyiz. Hem makine hem de malzeme yönünden yardımlarını esirgemeyen belediyemiz adına başkanımız Sayın Hasan Ergene’ye ve tüm belediye çalışanlarına şükranlarımızı sunuyoruz. Tabii bu arada en önemli husus, binamıza her yönden % 30 oranında yardım yapan başta E.L.İ. Müdürü Hakkı Duran ve E.L.İ. çalışanlarına buradan sonsuz teşekkür ettiğimizi belirtmek isterim. Diğer SEAŞ Genel Müdürlüğü çalışanları çok yardımda bulundular. Başta Genel Müdür Sayın Halil Çıtak olmak üzere çalışanlara çok teşekkür ediyoruz. Binanın inşaatında Gama Şirketi çok büyük yardımlarda bulundu. Yine aynı şekilde Soma’nın ender yetiştirdiği iş adamlarından Elektrik Mühendisi Sayın Mustafa Güngör’ün çok büyük yardımlarını gördük. Kendisi binanın tüm elektrik aksamını karşıladı. Ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Tuğla yardımı yapan Avni Bey’i de bu arada unutmamak gerekir. O kadar çok yardım eden var ki, biz bu yapılan yardımlar ile bu eseri meydana çıkardık. Geçen dönem ve bu dönem görev yapmış tüm il genel meclisi üyesi arkadaşlarıma da buradan teşekkür ediyorum. Soma’da çok yardımsever, hamiyetsever arkadaşlarımız, dostlarımız ve büyüklerimiz var. Oda konusunda ilk katkıyı koyan Faik Amca’yı da unutmamak gerekir. Yine binamızın inşaatı sırasında emekleri geçen, bize teknik olarak ilgisini eksik etmeyen Sayın İnan Ünal Bey’e de saygılarımızı sunuyoruz.
İ.Ergün: Siz de biliyorsunuz, vakfınıza girdi olmadığı sürece bir hizmet yapamazsınız. Yardımsever vatandaşlarımızın vakfınıza yardım yapabilmesi için ne gibi yol izlemesi gereklidir?
M.Bayraktar: Bir şey daha ilave edip sorunuza geçmek istiyorum. Bize yardımları dokunan ismini anımsayamadığım veya burada söyleyemediğim dostlarımız ve arkadaşlarımız varsa onlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Vakıflar, birilerinin vakfettiği şeylerle yaşamaktadır. Birileri mal bağışlayacak, para bağışlayacak ki yaşayacaktır. Bizim vakfımızda ufak tefek gayrimenkullerimiz vardır. Fakat bunlar vakfın ileri gitme noktasında pek itici olmamaktadır. Bu nedenle biz, Soma halkının yardımlarıyla yaşamaktayız. Bu bina bittikten sonra vakfın daha aktif, daha başarılı olabilmesi için vakfın yapabileceği bir takım konuları araştırdık. Uzun, orta ve kısa vadeli planlar yaptık. Uzun vadeli planlar içerisinde Vakıf Kolej yapımı söz konusudur. Yine uzun vadeli olarak Soma’ya yüksek öğrenim yurdu yapmak hedefimiz içindedir. Orta vadede ise yaşlı ve özürlü bakım evleri yapma projemiz var. Bu proje maliyeti yüksek olmasına karşın vakfımızı rahatlatacak bir projedir. Kısa vadede ise vakfımıza akar sağlayacak özürlü okulu açmayı düşünüyoruz. Özürlülerin sabahtan akşama kadar kalacakları, iş üretecekleri tüzüğe en uygun ve fiziki şartları taşıyan hem arsa hem de bina olarak uygun olan bir yere böyle bir okul yapmayı düşünüyoruz. Vakfımıza parasal yardım yapacaklar, vakıf olduğumuz için Soma Vakıflar Bankası’nda ki hesabımıza yardımlarını yapabilirler. Bu konu ile ilgili bilgilere internet sayfamızdan da öğrenebilirler. İnternet adresimiz www.sosev.org.tr dir. Bize bizzat gelip makbuz karşılığı yardımlarını yapabilirler. Vakfımızın yeri Sayın Hüseyin Çıplak’ın bağışladığı ve yeni köy minibüs garajının karşısında bulunmaktadır. Telefon numaramız ise 6140134 tür. Bu sene ayni yardım almak için de çabalarımız olacaktır.
M.Bayraktar: Biz Soma’da yaşıyoruz ve seviyoruz. Son tüzük tadilatıyla vakfımızın ismini kısalttık. SOSEV yaptık. Bunun kısa anlamı Soma’yı sevdir. Soma çok hızlı gelişen bir kent olup ihtiyaçlar hemen meydana çıkmaktadır. Bundan 3-4 yıl önce Soma’da huzur evine gerek yok diyenler bugün yapılan 100 kişilik huzur evine yetmiyor diyeceklerdir. Ben sözlerime son vermeden önce Huzur Evi’nde görev yapan personelin çok zor şartlarda çalıştığını biliyorum ve özverili çalışmalarından kendilerine teşekkür ediyor ve gözlerinden öpüyorum. Vakfımızın yaptığı faaliyetleri anlatma fırsatını verdiğiniz için siz ve radyonuz çalışanlarına çok teşekkür ediyorum.28/04/2010
Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.